GenelParazitoloji

Toxoplasma Gondii

Etolojisi
Toxoplasma gondii dünya çapında yaygın bir protozoon olup ilk kez 1908 yılında Charles Nicolle ve Louis Manceaux tarafından “gundi” olarak bilinen Kuzey Afrika rodentlerinde bulunmuş ve bu nedenle tür adı “gondii” olarak verilmiştir. Toxoplasma gondii insan ve diğer birçok evcil ve yabani hayvan türünü enfekte edebilme yeteneğine sahip olup, evcil ve yabani kediler son konak olarak bilinmektedir.

Bulaşma: İnsanlar ve hayvanlar sporlanmış ookistlerle kontamine gıdaları tüketmek yada kist içeren etleri çiğ veya az pişmiş olarak yemek sureti ile enfekte olmaktadırlar. Enfekte canlıların salgıları ( Süt , ejakülat , lakrimal – nazal salgılar )yoluyla,  Anne kedilerde İntrauterin bulaşma söz konusudur.

Morfoloji
Zorunlu hücre içi paraziti olan Toxoplasma gondii’nin takizoit, bradizoit ve ookist olmak üzere 3 enfektif evresi vardır. Kedi dahil, çeşitli memeliler, kanatlılar, sürüngenler ve insan vücudunda parazitin proliferatif şekilleri, yani takizoitler ve 3 bradizoitler bulunmaktadır. Merozoit, gametler ve ookistler yalnızca kedi bağırsağında bulunur.
Takizoitler (trofozoitler, hızlı çoğalan form) invaziv şekil olup, akut enfeksiyon esnasında görülmektedir. Yarım ay şeklinde veya oval olup, bir ucu sivri diğer ucu yuvarlaktır, 2-4 µm eninde ve 4-8 µm boyundadır. Giemsa veya Wright boyası ile son derece iyi boyanmaktadır. Bu şekilde serolojik testlerde (SabinFeldman Testi, Fluoresan Antikor Testi gibi) sıklıkla kullanılmaktadır. 
Bradizoitler (kistler veya doku kistleri), doku kisti içinde yavaş çoğalan form olup yuvarlak şekilli ve 10-20 µm çapında olabilmektedirler. Büyüklükleri değişik olan bu kistler içinde birkaç adet veya bazen 1000 adet bradizoit bulunmaktadır. Bradizoitler şekil veya yapı olarak takizoitlere benzerler, onlar gibi endodiyogeni ile, ancak daha yavaş çoğalırlar (28,29). Parazitler periyodic-acid-schiff boyası (PAS), Wright-Giemsa, Gomori’nin methamine silver ve immunoperoksidaz boyaları ile iyi boyanırlar. Doku kistlerinin, hayvanlarda enfeksiyonun sekizinci günü gibi erken bir
dönemde oluşabileceği ve büyük bir olasılıkla konağın yaşamı boyunca canlı kalabileceği, her organda yerleşebildikleri, ancak genellikle beyin, iskelet ve kalp kasını tercih ettikleri bildirilmektedir.
Ookistler (kedi dışkısındaki form), kesin konak olan kedilerin, vaşakların ve bazı kedigillerin dışkısıyla çıkartılır. Ookistler oval, 11-14 µm x 9-11µm büyüklüğünde olup, iki katlı bir duvarla çevrilidir. Enfektif olabilmesi için ookistin olgunlaşması (sporulasyon) gerekmektedir. Sporulasyon süresi, ortamın ısı ve oksijenine göre değişmektedir. Sporulasyonun, 24oC’de 2-3 gün, 15oC’de 8 gün, 11oC’de 14-21 gün sürdüğü, 4oC’nin altında veya 37oC’nin üstünde ise oluşmadığı gösterilmiştir. Dış ortamda uygun koşullarda ookist içinde oluşan sporoblast uzayıp, 6-8.5 µm büyüklüğünde ve yarım ay şeklinde 4 sporozoit meydana gelir. Ookistler ısısı uygun 4 ve nemli toprakta 1 yıl veya daha uzun süre canlı kalabilmektedirler. Kaynar suda 5
dakikada veya %7 amonyum ile temasda hemen ölmektedir.
 

BİYOLOJİ
Takizoit ve bradizoitler son konak olan kedi de dahil, T. gondii ile enfekte olabilen bütün canlılarda bulunurlar. Parazitin seksüel (eşeyli) çoğalması yalnızca kedigillerde (Felidae ailesinde) meydana gelmektedir. Kedi, T. gondii’nin her hangi bir şekli ile sindirim yolundan enfekte olduğunda, parazit ince bağırsak epitel hücrelerine girer. Burada şizogoni (aseksüel çoğalma) sonucu ortalama 10-16 merozoit ve sporogoni (seksüel çoğalma) sonucu ookistler meydana gelir. Bu olaydan önce gametositogenezis ile makrogametosit ve mikrogametositler oluşur. Bunlar olgunlaşarak mikrogamet ve makrogamet haline geçerler. Mikrogametin makrogameti döllemesi ile zigot oluşur. Zigotlar, olgunlaşmamış ookistlere dönüşüp önce bağırsak boşluğuna gelir buradan da dışkı ile dışarı atılırlar.

Ookistlerde iki sporoblast oluştuktan sonra bunlar 4’er sporozoitli sporokistlere dönüşürler. Kedi, olgun ookistleri sindirim yolundan aldığında yaklaşık üç hafta, takizoit bulunan fareleri yediğinde 10 gün, kist (bradizoit) bulunan fareleri yediğinde 3-5 gün sonra dışkısı ile olgunlaşmamış ookist atmaya başlar ve ookist atılımı 1-2 hafta sürer. İlk 1-3 haftalık periyotta akut bir şekilde enfekte olan bir kedi günde 107-109 ookist çıkarabilmektedir. Olgun ookistteki sporozoitler, enfekte hayvandaki takizoitler ve kistlerdeki bradizoitler, kedi için olduğu gibi diğer konaklar ve insanlar için de enfektiftir. Arakonakların enfeksiyona yakalanması 2 yolla şekillenmektedir.

  1. Arakonak olan tüm memeli hayvanlar, sporlanmış ookistleri ağız yoluyla alarak enfekte olurlar.
  2. Memeli hayvanlar parazitin doku kistlerini taşıyan başka bir arakonağı yiyerek enfekte olabilirler.

Sindirimi takiben kist veya ookistlerin dış duvarları enzimlerin etkisiyle açılır ve enfektif olan bradizoidler intestinal lumende serbest hale geçerler. Hızlı bir şekilde çevre hücrelerin içine girerek çoğalır ve takizoit haline geçerler. Takizoitlerin dağılması enfekte hücrelerin parçalanması ile şekillenir. Öncelikle birbiri ile temas halindeki hücreler, özellikle kan ve lenf hücreleri enfekte olur. Fekal-oral bulaşmadan başka, transplasental bulaşma, kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu ile bulaşma, organ transplantasyonu ile bulaşma ve laboratuvar enfeksiyonları da söz konusudur . Ayrıca takizoitler bütün vücut sıvılarında bulunur ve sütle dışarı atılır. Akut enfeksiyonlu hayvanların yeni sağılmış sütünü çiğ içen kişilerde toxoplasmosis oluşabilmektedir .

 

PATOGENEZ

Toxoplasma gondii, arakonakta takizoit döneminde hızla çoğalır ve içinde bulunduğu hücreyi patlatarak tahrip eder. Hastalığın patogenezi bu hücre tahribatına bağlı olarak gelişir. Ağır enfeksiyonlarda miyokard, akciğerler, karaciğer, beyin gibi yaşamsal değeri olan organ ve dokularda nekrotik alanlar oluşur. Karaciğerin hacmi hafifçe artar, solgun renkte ve gevrek kıvamlıdır. Safra kesesi duvarında ödem şekillenebilir. Dalak normalin iki üç katı kadar büyüyebilir. Akciğer ödemli ve hiperemiktir. Bağırsak duvarı ödemli ve kalındır, mukozada hiperemi ile birlikte yer yer küçük solgun alanlar görülür. Aynı zamanda ateş yükselir ve lenf yumruları şişer. Lenf yumrularının kesit yüzleri hiperemiktir. Bu döneme akut toxoplasmosis denir. Ancak her olayda bu devrede klinik belirti görülmeyebilir. Kist devresinde, parazitler kistin içinde bradizoit formundadır. Bradizoitler çok yavaş çoğalırlar. Bunlar kist içinde olduklarından ve hücreleri tahrip etmediklerinden zararlı etkileri yoktur. Klinik belirtilerin görülmediği bu döneme kronik toxoplasmosis denir. Kistler konakta immun yanıtın devamlılığını sağlar. Ancak kronik devrede immun sistem baskılanırsa kistler açılır. Serbest kalan bradizoitler takizoit formuna dönüşerek tekrar hızla çoğalır. Buna nükseden akut toxoplasmosis denir. Bu enfeksiyon genellikle öldürücü bir seyir izler. Toxoplasmosiste, tüm organlarda görülebilen ortak histopatolojik bulgu multifokal koagulasyon nekrozudur. Karaciğerde lobüller üzerinde düzensiz pıhtılaşma nekrozları dikkat çeker. Sinuzoidal aralıklarla, vena centralis çevresi ve portal aralıklarda mononükleer hücre infiltrasyonu şekillenir. Nekroz alanlarında çok sayıda takizoite rastlanır. Dalakta hiperemi ile lenfoid folliküllerde hiperplazi ve fokal nekrozlar gözlenir. Kalp lezyonları damarlar çevresinde histiyosit ve lenfosit infiltrasyonu şeklinde ortaya çıkar ve bu bölgedeki kas telleri dejeneratif görünümdedir. Beyinde, multifokal meningoensefalitis ile karakterize bulgular vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir